Cinsel Afiyet Enstitüsü Derneği (CİSED) 'Cinsel Tiksinti Bozukluğu' için çözümler öneriyor. İşte CİSED Başkanı DR. Cem Keçe'nin önerileri...
Cinsel ilişki esnasında partnerinizin cinsel organlarından tiksiniyor veya dokunmaktan imtina mı ediyorsunuz? Cinsellik esnasında salgılanan sıvılara karşı iğrenme şehvetli mi duyuyorsunuz? Meniden mideniz mi bulanıyor? Hepsinden önemlisi bu tiksinti duygularınız artık partnerinizle yaşadığınız cinsel hayatı az kalsın çekilmez ve istenmez hale mi getirdi? O zaman sizde ‘Cinsel Tiksinti Bozukluğu’ndan laf edebiliriz...
SEKSİ BİTİREBİLİR
Dünya genelinde daha fazla geleneksel ve muhafazakâr toplumlardaki kadınlarda görülen cinsel tiksinti bozukluğunu, evlilik ve ilişki sorunlarına ve zamanla cinsel isteksizliğe neden olan önemli bir sorun olarak ifade eden Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) Genel Başkanı Psikoterapist Cem Keçe, erkeklerde fazla nadir görülüyor olsa da, bu sorunu partnerlerinin yaşamasının, erkeklerin cinsel yaşamlarını da olumsuz etkilediğini söyledi. Tedavi edilmediği takdirde cinsel tiksinti bozukluğunun bayan erkek ilişkilerini sürdürülemez ülkü getiren önemli bir sorun haline gelebileceği yönünde uyarıda yer alan Keçe, yerinde tedavi ve terapi teknikleriyle cinsel tiksinti bozukluğunun hayret verici bir biçimde kısa sürede üstesinden gelinebileceğini duyurdu.
CİNSEL TİKSİNTİ BOZUKLUĞU NEDİR?
Keçe, cinsel tiksinti bozukluğunu, sürekli olarak veya yineleyici bir biçimde, cinsel ilişkiye veya cinsellikle ilgili her şeye ya da bir takım şeylere karşısında şiddetli bir iğrenme duygusuyla hastalık duyulması ve bunlardan kaçınılması olarak tanımladı. Cinsellikten tiksinen kişinin cinsel ilişki laf konusu olduğunda bulantı, üzüntü ve nefret edilen şey duyduğunu belirten Keçe, “Yani cinsel ilişki olasılığı belirdiğinde bu kişiler yoğun anksiyete belirtileri gösterirler. Kimi vakit buna bulantı ve kusma da eşlik edebilir. Cinsel tiksinti bozukluğu olan kişiler, genellikle cinsellikten kaçınırlar, cinsel istek duymazlar, daha fazla partnerleri istediği için ‘karanlıkta, yorgan aşağı, prezervatifle ve birçok süre iç çamaşırları çıkartılmadan’ cinsel etkinlikte bulunmaya çalışırlar” şeklinde konuştu.
Tiksintinin genelde cinsellikle ilgili her şeye aleyhinde olabileceği belirten Keçe, cinsel birleşmenin kendisine veya herhangi bir yönüne, cinsel organlara, genital sıvılara, öpüşmeye, dokunmaya ya da cinsel uyaranlara karşı da bu tiksintinin olabileceğini açıklama etti. Keçe, cinsel tiksinti bozukluğu olan kişide bu durumun senaryo göstermesi nedeniyle kişinin ve partnerinin ayrıca ruhsal dünyaları ayrıca evlilik ve ilişkileri ayrıca de cinsel yaşamları negatif etkileneceğinin ve birçok zaman sürdürülemez ayla gelebileceğinin de altını çizdi.
NEDEN TİKSİNİYORLAR?
Psikoterapist Cem Keçe, cinsel tiksinti bozukluğunun değişik nedenlere emrindeki olarak ortaya meydana çıkan çok özel bir cinsel işlev bozukluğu olduğunu söyledi. “Sahiden cinselliğin tiksinç bir yanı yoktur ve erkek için de kadın için de son derece doğal, olağan, keyifli, sancı ve acı içermeyen, bulantı ve iğrenmenin olmadığı ruhsal ve fiziksel bir gereklilik ve şehvet dolu bir süreçtir. Cinsel tiksinti bozukluğunun en esas nedenleri, çocuklukta ve ergenlikte yaşanan cinsel istismar, ensestiyöz ve homoseksüel deneyimler, ruhsal, fiziksel ve cinsel travmalar ve bunlara alt suçluluk ve günahkarlık duygularıdır.
Ayrıca cinsellikle ilgili toplumsal, ahlaki ve hurafelere dayalı dini baskılar, yasaklar, değerinde yargıları veya kişinin bunları hatalı yorumlamış ve algılamış olması, cinsellikle ilgili hatalı, eksik veri ve inanışlar da diğer nedenler aralarında yer alır. Travmatik bir cinsel tecrübe yaşayan bayan, bunun onda bıraktığı utanma, aşağılanma, acı çekme, iğrenme gibi izleri genelleyerek cinselliği bu olumsuz duygularla algılamaya başlar ve cinsellikten tiksinebilir.
Cinsel ilişki sırasında partnerinizin cinsel organlarından tiksiniyor ya da dokunmaktan imtina mı ediyorsunuz? Cinsellik esnasında salgılanan sıvılara karşı iğrenme duygusal mi duyuyorsunuz? Meniden mideniz mi bulanıyor? Hepsinden önemlisi bu tiksinti duygularınız artık partnerinizle yaşadığınız cinsel hayatı az daha çekilmez ve istenmez hale mi getirdi? O vakit sizde ‘Cinsel Tiksinti Bozukluğu’ndan laf edebiliriz...
SEKSİ BİTİREBİLİR
Dünya genelinde daha çok geleneksel ve muhafazakâr toplumlardaki kadınlarda görülen cinsel tiksinti bozukluğunu, evlilik ve ilişki sorunlarına ve zamanla cinsel isteksizliğe neden olan manâlı bir sorun olarak ifade eden Cinsel Sağlık Durumu Enstitüsü Derneği (CİSED) Genel Başkanı Psikoterapist Cem Keçe, erkeklerde fazla nadir görülüyor olsa da, bu sorunu partnerlerinin yaşamasının, erkeklerin cinsel yaşamlarını da olumsuz etkilediğini söyledi. Çare edilmediği takdirde cinsel tiksinti bozukluğunun bayan erkek ilişkilerini sürdürülemez hale getiren ciddi bir sorun haline gelebileceği yönünde uyarıda yer alan Keçe, yerinde çare ve terapi teknikleriyle cinsel tiksinti bozukluğunun şaşılacak bir biçimde kısa sürede üstesinden gelinebileceğini duyurdu.
CİNSEL TİKSİNTİ BOZUKLUĞU NEDİR?
Keçe, cinsel tiksinti bozukluğunu, durmadan ya da yineleyici bir biçimde, cinsel ilişkiye ya da cinsellikle ilgili her şeye veya bazı şeylere aleyhinde şiddetli bir iğrenme duygusuyla hastalık duyulması ve bunlardan kaçınılması olarak tanımladı. Cinsellikten tiksinen kişinin cinsel ilişki söz konusu olduğunda bulantı, endişe ve nefret edilen şey duyduğunu belirten Keçe, “Yani cinsel ilişki olasılığı belirdiğinde bu kişiler yoğun anksiyete belirtileri gösterirler. Kimi vakit buna bulantı ve kusma da eşlik edebilir. Cinsel tiksinti bozukluğu olan kişiler, genelde cinsellikten kaçınırlar, cinsel özlem duymazlar, daha çok partnerleri istediği için ‘karanlıkta, yorgan altında, prezervatifle ve birçok vakit iç çamaşırları çıkartılmadan’ cinsel etkinlikte bulunmaya çalışırlar” biçiminde konuştu.
Tiksintinin genel olarak cinsellikle ilgili her şeye aleyhinde olabileceği gösteren Keçe, cinsel birleşmenin kendisine ya da herhangi bir yönüne, cinsel organlara, genital sıvılara, öpüşmeye, dokunmaya veya cinsel uyaranlara aleyhinde da bu tiksintinin olabileceğini açıklama etti. Keçe, cinsel tiksinti bozukluğu olan kişide bu durumun devamlılık göstermesi sebebiyle kişinin ve partnerinin hem ruhsal dünyaları keza evlilik ve ilişkileri keza de cinsel yaşamları olumsuz etkileneceğinin ve birçok süre sürdürülemez ışık halkası gelebileceğinin de altını çizdi.
NEDEN TİKSİNİYORLAR?
Psikoterapist Cem Keçe, cinsel tiksinti bozukluğunun dağıtılmış nedenlere bağlı olarak ortaya meydana çıkan fazla özel bir cinsel işlev bozukluğu olduğunu söyledi. “Sahiden cinselliğin tiksinç bir yanı yoktur ve erkek için de bayan için de son derece doğal, klasik, neşeli, sancı ve acı içermeyen, bulantı ve iğrenmenin olmadığı ruhsal ve fiziksel bir gereksinim ve şehvet doymuş bir süreçtir. Cinsel tiksinti bozukluğunun en esas nedenleri, çocuklukta ve ergenlikte yaşanan cinsel istismar, ensestiyöz ve homoseksüel deneyimler, ruhsal, maddi ve cinsel travmalar ve bunlara yan suçluluk ve günahkarlık duygularıdır.
Hem cinsellikle ilgili toplumsal, ahlaki ve hurafelere dayalı dini baskılar, yasaklar, bedel yargıları veya kişinin bunları yanlış yorumlamış ve algılamış olması, cinsellikle ilgili hatalı, yetkisiz bilgi ve inanışlar da öteki nedenler arasında yer alır. Travmatik bir cinsel deneyim yaşamış kadın, bunun onda bıraktığı utanma, aşağılanma, acı çekme, iğrenme gibi izleri genelleyerek cinselliği bu olumsuz duygularla algılamaya başlar ve cinsellikten tiksinebilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder