Araştırmacılar, vücudun ürettiği birincil böbrek taşının gerisinde böbrek fonksiyonlarına etkisini inceledi.
Böbreklerimizin vücudumuzda kayda değer görevleri bulunuyor. Bedenimizin atıklardan kurtulmasını sağlıyor, tansiyonu ve kandaki alyuvar dengesini düzenliyor. Böbreklerde üretilen taşlar ise pek fazla insanın karşılaştığı bir sorun.
Erişkin nüfusun yüzde 7'sini etkileyen böbrek taşı rahatsızlığı, beslenme alışkanlıklarındaki düzensizlikler dolayısıyla gitgide daha minik yaşlardaki bireyleri de etkilemeye ve nüfustaki etki yüzdesini artırmaya devam ediyor
Mayo Clinic nefrologları, vücudun ürettiği ilk böbrek taşı ile kronik böbrek yetmezliği arasındaki ilişkiyi inceledi.
Dr. William Haley ve Dr. Andrew Rule göre yönetilen bir Mayo Clinic araştırma ve analiz ekibi, 384 kişilik ilk önce böbrek taşı oluşmuş olan bireylerden oluşan grubu; oluşma zamanını takiben üç ay daha sonra incelemeye aldı.
Daha önce hiç böbrek taşı sorunu yaşamamış olan teftiş grubu ile karşılaştırılan bu grupta, keza idrar proteinlerine keza de kandaki işaretçi olan sistatin C molekülüne daha yüksek oranda rastlandığı kaydedildi.
Bu iki gösterge de tıbbi olarak kronik böbrek yetmezliği veya hastalığına karşı daha yüksek tehlike altında olduğunu bildiren işaretler olarak tanımlanıyor.
Mayo Clinic Proceedings‘de yayımlanan çalışmada, araştırmacılar bireyin ilk böbrek taşı deneyimini takiben böbrek fonksiyonlarında sürekli ve istikrarlı bir düşüş gerçekleştiğini saptama ettiklerini duyurdu.
Araştırmacılardan Dr. Rule’a kadar, öteki risk faktörlerinin de hesaba katılması zeka -fakat bunların içinde idrardaki kimyasallar ve biyolojik atıklar, hipertansiyon hatta obezite de bulunuyor- medikal öyküsünde (bireyin hastalık geçmişinde bulunması) böbrek taşı bulunanların olağandışı böbrek fonksiyonları olduğunu ve de bu iki durum aralarında açık bir ilişki olduğunu keşfetmeye engel olamadı.
Böbreklerimizin vücudumuzda manâlı görevleri bulunuyor. Bedenimizin atıklardan kurtulmasını sağlıyor, tansiyonu ve kandaki alyuvar dengesini düzenliyor. Böbreklerde üretilen taşlar ise o kadar çok insanın karşılaştığı bir sorun.
Yetişkin nüfusun yüzde 7'sini etkileyen böbrek taşı rahatsızlığı, beslenme alışkanlıklarındaki düzensizlikler dolayısıyla gitgide daha minik yaşlardaki bireyleri de etkilemeye ve nüfustaki tesir yüzdesini artırmaya devam ediyor
Mayo Clinic nefrologları, vücudun ürettiği birincil böbrek taşı ile kronik böbrek yetmezliği arasındaki ilişkiyi inceledi.
Dr. William Haley ve Dr. Andrew Rule tarafından yönetilen bir Mayo Clinic araştırma ve inceleme ekibi, 384 karakter ilk olarak böbrek taşı oluşmuş olan bireylerden oluşan grubu; oluşma zamanını takiben üç ay sonradan incelemeye aldı.
Daha önce hiç böbrek taşı sorunu yaşamamış olan teftiş grubu ile karşılaştırılan bu grupta, ayrıca idrar proteinlerine hem de kandaki işaretçi olan sistatin C molekülüne daha yüksek oranda rastlandığı kaydedildi.
Bu iki gösterge de tıbbi olarak kronik böbrek yetmezliği veya hastalığına aleyhinde daha yüksek tehlike aşağı olduğunu gösteren işaretler olarak tanımlanıyor.
Mayo Clinic Proceedings‘de yayımlanan çalışmada, araştırmacılar bireyin birincil böbrek taşı deneyimini takiben böbrek fonksiyonlarında sürekli ve tutarlı bir düşüş gerçekleştiğini tespit ettiklerini duyurdu.
Araştırmacılardan Dr. Rule’a kadar, öteki risk faktörlerinin de hesaba katılması zeka -oysa bunların içinde idrardaki kimyasallar ve biyolojik atıklar, hipertansiyon hatta obezite de bulunuyor- medikal öyküsünde (bireyin hastalık geçmişinde bulunması) böbrek taşı bulunanların anormal böbrek fonksiyonları olduğunu ve de bu iki şart arasında açık bir ilişki olduğunu keşfetmeye engel olamadı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder