
''Oyun, çocuğun işidir'' diyor Uzm.Psk.Gamze Eser. ''Tüm dikkatiyle, hayal gücüyle, bedeniyle, ruhuyla yaptığı bir iş. Onları oynarken izlediğimde şunu düşünürüm; biz yetişkinler kendi işlerimizi bu değin odaklanarak yapabilsek başarıda sınır tanımazdık''.
Çocuk, işini yaparken; yani oyun oynarken, ne cins materyal kullandığının önemi yoktur. İplik makarası, boş temizlik maddesi kutusu, taş, sopa, ne bulursa hayal dünyasında istediği şeye dönüştürür. Araba olur, telefon olur, beygir olur; bizim anlayamadığımız türlü nesnelere, hayvanlara dönüşür o basit malzemeler.
Oyun, çocuğun yaratıcılığını geliştirme uğraşısı, yaşam ise onun oyun alanıdır. Oynarken haz duyar, deneyimler ve öğrenir. Hoca de kendisidir, öğrenen de.
Bir oyun arkadaşı bulmuşsa işlem daha da keyifli ayla gelir. Birlikte çoğalır hayal gücü, birinin zihin edemediğini diğeri bulur, kısa hayat deneyimlerinden edindiklerini paylaşıp yeni oyunlar öğrenirler, paylaşırlar.
Onlara yapacağımız en büyük kötülük düş güçlerini değil saymamız, oyunlarını engellememizdir. Ortalık dağılacak, kıyafetleri kirlenecek, örtü kir olacak diye durdururuz minik bilim insanlarını, sanatçıları.
Yaşamlarının hiçbir döneminde sahip olamayacakları değin yüksek yaratıcılıklarını alıkoymak için her zaman bir buluruz. Duvarlara resim yaptıkları için cezalandırır, yeni aldığımız kıyafetleri kirlettiği için kızarız. Onun oyun alanı bizim hayat alanımız olduğu için çatışma başlar; daha büyük bir bedene ve daha kuvvetli fiziğe sahip olduğumuz için boyun eğmekten diğer tedavi bırakmayız.
Okul öncesi eğitim kurumları böylece çocuğun yaşamında büyük bir öneme sahiptir. Oynama gereksinimini tamamen gideremeyen çocuk ilkokula başladığında öğrenmeyi reddedebilir. Aklı oyunda kalmıştır çünkü.
Psikoloji biliminin kuramcıları şu konuda hemfikirdir; yaşamın hangi dönemi iyice yaşanmazsa bir sonraki döneme geçirmek zorlaşır. Yani; erken çocukluk dönemini bereketli geçiren çocuk okula başladığında sorun yaşamazken çocuk yuvası eğitimi almayanlar sosyalleşme ve öğrenme konusunda güçlüklerle karşılaşırlar.
Anaokullarının esas fonksiyonu; çocuğun oyun gereksinimini karşılaması için olanaklar yaratmaktır. Sosyalleşmesi ve öğrenmesi buna alt olarak mümkün olur. Fiziksel koşullar, emniyet ve materyaller konusunda gösterilen özen çocuğa özgürce oyun oynamayı, işini iyi yapan eğitmenler ve içten planlamalar ise sosyalleşerek, paylaşarak öğrenmesini sağlar.
Ne dek iyi anne babalar olursak olalım konut ortamında verebileceklerimiz kısıtlıdır. Zamanı geldiğinde mektep öncesi kurumlara gitmelerini sağlamak bizim görevimiz ve onların gelişmesi için çok ama çok önemli bir fırsattır.
Uzm.Psk.Gamze Eser 2014
Çocukların en manâlı işinin oyun olması gerektiğini söyleyen Uzm.Psk.Gamze Eser, çocukları oyundan alı koymanın zararlarını anlattı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder